Kadın kanserleri ile savaşan hastaların tanı, tedavi, koruyucu girişimsel işlemlerini üstlenmek ve psikolojik destek sağlamayı amaçlamaktadır.
PEMBE İZLER SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ
2014
Kadın
ARZU KARATAŞ
ARZU KARATAŞ
533 246 6993
[email protected]
Darüşşafaka Mah.Büyükdere Cad.No:198 Sarıyer/İSTANBUL
(533) 246 6993
[email protected]
https://www.kadinkanserleridernegi.org/
İlk duyduğumda Bodrum’daki hastanedeydim. Mamografi ve MR sonuçları geldiğinde şok oldum. Sonrasında inanmadım. Hatta içten içe inkar ettim. O gece gördüğüm rüyada bile “Kanser değilsin” dediler. Uyandığımda, gerçeklerle yüz yüze geldim ve ağlamaya başladım. Ertesi gün, hayatta ilk defa telefonumu almadan işten çıktım. Uçağa bindim ve İstanbul’a gelene dek ağladım. İstanbul’da biyopsi kararı alındığında kimse bir açıklama yapmasa da, yüzlerinden durumun ciddiyeti anlaşılıyordu. Kendime Boğaz’da bir otelde oda kiraladım ve bütün gece aklımda ölüme ve hayata dair sorularla denize baktım. Ölümü ensenizde hissediyorsunuz ama ne zaman kapınızı çalacağınızı bilmiyorsunuz. O psikolojiden sonra, yaşama dair öncelikleriniz tamamıyla değişiyor. Biyopsi sonucu kötü geldi. Beş yerde tümör vardı ve doktorlar PET çekimi sonrası kemikte bir lezyondan şüphelendiler. Ben daha kanser olduğumu içime sindirememişken, metastaz ihtimali ile yıkıldım diyebilirim. İlaçlarımın dozlarını sormadım. Raporlarıma bakmadım bile. İnternetten hiçbir şey araştırmadım. Kemiklerde görülen lezyonun sadece deformasyon olduğunu öğrendikten sonra port takıldı. Onkoloğum bana alacağım dozu ve etkilerini anlatırken, aklımdaki tek soru saçlarımın ne zaman döküleceği idi. Bir sağlık çalışanı olarak, bunun bir hasta üzerindeki etkisini biliyordum. Hep en kötü senaryolar vardı aklımda. Ölümü bile bekliyordum. Hastanede bir şeye kızdığımda ya da çok üzüldüğümde, zaman zaman onkoloji katına inerdim. Kanser tedavisi gören kişileri izler ve şikayet etme hakkım olmadığını düşünürdüm. Şimdi aynanın diğer tarafına geçmiştim. Hasta tarafındaydım. Duygusal parametreleri bizzat kendim yaşıyordum. Doktorumun söylediğine göre 14 ile 20 gün arasında saçlarım dökülecekti. İşin içindeydim ama nereden peruk alınır, saç protezi işlemi nasıl uygulanır, hangi vitamin alınır bilmiyordum. 16 kür kemoterapi aldım ve yaklaşık beş ay sürdü. Yeni ilaçlar ve tıptaki gelişme sayesinde bu işlem artık sanıldığı kadar korkutucu değil. Eninde sonunda bu sürecin biteceğine inanmak insana güç veriyor. ilk günden sonraki üç gün içinde; mide yanması, dildeki metalik tat, yemek yiyememek ve yorgunluk gibi yan etkileri olsa da, adım adım tümörlerinizin küçüldüğünü izlemek, hücrelerinize yayılmış o illete karşı bir zafer kazandığınızı hissetmek her şeye değerdi. Kemoterapilerin öncesini ve sonrasını bir şölene dönüştüren, hastaneye giderken pijamamı bile düşünen, evimi dezenfekte eden, beni yalnız bırakmayan arkadaşlarım olmasa bu kadar güçlü olamazdım. Size ne mutluluk veriyorsa onları yapmaya çalışın ve onkoloğumun bana dediği gibi, duygularınızı bastırmayın, hislerinize izin verin. Bu süreci daha iyi, daha kolay atlatmaya yarar ne varsa onu yapmaya çalışın. DEVAMINI OKU
Aslında ben elime kitle geldiği an iyi bir şey olmadığını hissetmiştim. Ama elbette insan ne olursa olsun konduramıyor. Tanımsız bir endişe duygusuyla geçti ilk muayeneler. Sonra alınan parçanın sonucu geldiğinde artık hastalığımın bir adı oldu. Ama aynı anda idrak ve kabullenme gelmiyor. Şaşkınlık. Biri arasın da "test sonucu yanlışmış, bir hata var" desinler diye bekledim. Ameliyat olup, kitlenin tamamen alındığında bile hala şoke evresindeydim. Hatta kemoterapi alacağım kesinleştiğinde bile hala sadece şaşkındım. Sonra derin bir acı dönemi başladı. Korku. İşte bence en tehlikeli nokta hastanın o andakibakış açısı. “Bunu neden yaşıyorum” öfkesinin kişiyi ele geçirmesi an meselesi. O an bakış açımı değiştirmem gerektiğine karar verdim. Öfkeli değil anlayışlı olmam gerektiğine inandım. Bu anlayıştan kastım şu; Hayatı anlamak. Bu hastalığa neden yakalandığımın sebebini bulmak, bunu değiştirmek. Hayatımda eksik ve aksak giden şeyleri tespit edip, geçmişe ve neler olmuş ve oluyor diye bakmaya başladım. Neleri yanlış, neleri fazla, neleri eksik yaptığımı gördüm. Bir aydınlanma dönemi yaşadım diyelim. Kanser hayatıma ışık tuttu. Görmediğim görmek istemedim ne varsa herşeyi gözümün önüne serdi. Unuttuğum, ihmal ettiğim yorgun Sema'yı görmemi sağladı. İşte o anda öfkeli olup hayata küsmeyi, kızgın olmayı seçmek yerine değişmeyi seçtim. Değiştiniz mi diye sorarsanız hala yolun başındayım. Uzun bir yolum var. ama en azından yola çıktım. İlk kemoterapi seansımın ikinci haftası bitip de üçüncü haftayı sürerken saçlarım tutam tutam elime geldi. Rüzgara bıraktığımda kopup uçan saç tutamlarım hala gözümün önüne geliyor. Çok hüzünlü bir kare. Sonra açılan saç derinizle yüzleşiyorsunuz. Sonunda kendimi peruk takacağıma kalan saçlarımı kazıtırken buldum. İlk kez o an aynada kendimi saçsız gördüm. Aynada gördüğüm kadın çok üzgündü. Kırgındı. Ama peruk takılınca kendimi daha iyi hissettim. Ara ara sıkılıp çıkardığım oldu. Bazı dönemler hiç takmadım. Çünkü yazdı ve peruk taşımak zor geliyordu. Ama ne zaman bir yere gidecek olsam peruğumu taktım. İnsan böyle durumlarda önce güçlücülük oynamak istiyor. Mesela önce peruk filan istememe hali geliyor. Neyse süreç onu yaşayacağım dedim. Ama sonra gereksiz yere kendimi zorladığımı gördüm. Sonra da canım isterse taktım, istemezse çıkardım. Ama şurası kesin ki peruk süreçteki ruhsal dalgalanmalarımda bana iyi geldi. Bu hastalık bizi bulduysa bunun bir nedeni var. Çok sevdiğim bir söz var. Gerçekleri görmek acı vericidir. Evet bu çok acılı bir dönem. Ama bundan nasıl çıkacağımız sadece bize bağlı. Ben kanserin kazanılan bir savaş olduğuna değil, bedenin ve ruhun bir çığlığı olduğuna inanıyorum. Bu çığlığı, isyanı dinlemek anlamak gerekiyor. Eğer kulaklarımızı tıkarsak çığlığın şiddeti daha da artacaktır. Ya da biz tam sustu sanırken yeniden başlayacaktır. "Hastalıkların Ruhsal Nedenleri" diye bir kitap var. Bunu okumak ve uygulamak bana çok iyi geldi. Sadece tedavi görenlere değil herkese tavsiye ederim. DEVAMINI OKU
GELİRLER | 2020 | 2019 | 2018 |
---|---|---|---|
Yurtdışından Alınan Yardımlar | 0 | 0 | 0 |
Kamu Kuruluşlarından Alınan Yardımlar | 0 | 0 | 0 |
Yıllık Bağış Toplamı | 1.048.055 | 355.991 | 290.019 |
Diğer Gelirler | 55.360 | 3.231 | 38.052 |
Gelir Toplamı | 1.103.415 | 359.222 | 328.071 |
GİDERLER | |||
Genel Giderler | 102.305 | 0 | 0 |
Personel Giderleri | 45.514 | 44.270 | 93.452 |
Amaca Yönelik Giderler | 772.082 | 301.202 | 231.388 |
Diğer Giderler | 183.514 | 13.750 | 3.231 |
Gider Toplamı | 1.103.415 | 359.222 | 328.071 |
* Kurumun finansallarıyla ilgili daha detaylı bilgilere ulaşmak için tıklayınız.
* Bilgi girişleri sivil toplum kuruluşlarının yetkilileri tarafından yapılmaktadır, ve bilgilerin doğruluğundan kurumlar sorumludur. Açık Açık ekibi yıl içerisinde veri kontrolleri yaparak kurumlara yardımcı olmaktadır.